Müşteki avukatı Pınar Ersu, Trend Garden Rezidans davasında karın çıktığını ancak verilen kararın hiç kimseyi tatmin etmediğini söyledi.
Sanıkların ‘Olası kast’ ile yargılanmasını talep ettiklerini dile getiren Ersu, “Bu binanın ne 6 Şubat depremlerinde ne de 99 depremlerin oluşan hasarlı ya da yıkılan binalarla alakası yok. Bu bina, çok başka bir bina. Bu bina, 1975 yönetmeliğine bile uygun yapılmamış bir bina. Üstüne 12 bağımsız bölümden oluşan bir bina, 42 bağımsız bölüme çıkarılıyor, insanlara da sıfır bina olarak kiralanıyor. Bu binada 31 kişi vefat etti” dedi.
“Olası kast göz ardı edilerek çok düşük cezalar verildi”
“Bu bina yapılışından itibaren çürük, üstüne birde kâr amacı güdülerek 12 bağımsız bölümün 42 bağımsız bölüme çıkarılmış” diyen Ersu, şunları söyledi:
“Gelinen aşamada o kadar yargılanan sanıktan sadece 4’ü ceza aldı. Bu sanıklardan da 2’si 12,5, diğer ikisi de 17,5 yıl ceza aldı. Diğer sanıkların cezalandırılmaması ve beraatları kamuoyu vicdanının kabul edeceği bir durum değil. Bir ikincisi 31 kişiyi öldürüyorsunuz, bunun ‘Bilinçli taksirle’ olması mümkün değil. 12 bağımsız bölüm 42 bağımsız bölüme bilinçli taksirle çıkamaz. Burada olası kast göz ardı edilerek çok düşük cezalar verildi. Bu cezaları istinafa taşıyacağız. Ama ne yazık ki Yargıtay’ın tutumu da bu yönde. Yargıtay’ın görüş değiştirmesi ve bunun tartışması gerektiğini düşünüyoruz. Sanıkların en üst sınırdan cezalandırılması için elimizden geleni yapacağız. Bakın burada tutuklu sanık yok, o nedenle verilen ceza kimseyi tatmin etmedi. Maddi gerçekte bu değildir. KTÜ’den alınan bilirkişi raporunum tamamına katılmamakla birlikte çünkü onlarında fabrikasyon rapor verdiğini düşünüyoruz. O raporla bile bu cezaların çıkmaması gerekirdi. Bu bir cezasızlık halidir. Sanıkların cezalandırılması değil ödüllendirilmesidir. O nedenle bu kararın bozulması için elimizden geleni yapacağız.”
“Kararı asla adil bulmuyorum”
Ayşe Sibel Köksalan, 6 Şubat depremlerinde yıkılan rezidansta kızı Ege Okant’ı kaybettiğini söyledi.
Köksalan, duruşmayı başından buyana takip ettiklerini belirterek “Kararı asla adil bulmuyorum. Asla adil bulamam. Nasıl bulayım? Çünkü yüzde yüz suçlu oldukları aşikâr olan insanlar, alabilecekleri en hafif cezayı aldılar. 31 kişinin vefatına neden olan müteahhit, sorumlu olmadığını iddia ediyor. ‘Ben sorumlu değilim, onay yapan sorumlu’ diyor. Hâlbuki bir yetkili, raporların tam tersini söylüyor. Yüzde yüz sorumlu, her şeyiyle sorumlu ve 12,5 yıl ceza alıyor. Yatacağı süre belli; 5 yıl mı olur, kaç yıl olur, bilmiyorum. Dolayısıyla asla ve asla adil bulmuyorum. Elimizden geleni yapacağız. Çok mutsuzum, çok mutsuzum” açıklamasını yaptı.
“Verilen hiçbir ceza zaten bizim acımızı azaltmayacak”
Rezidansta kardeşini kaybeden Hatice Açıkalın ise “Kardeşim İbrahim Kurt, Trend Garden Residence binasında 31 kişiyle beraber katledildi. Bu bir katliam, normal bir ölüm değil. Çünkü burada ölenlerin hemen hepsi boğularak ya da uzuvlarını kaybederek öldüler. Her şey ortadayken, verilen ceza ödül gibi oldu. Verilen hiçbir ceza zaten bizim acımızı azaltmayacak ama yenileri yaşanmasın. Tekrar biz kayıplar yaşamayalım. Tekrar aileler perişan olmasın. Çünkü 6 Şubat’tan beri bizim acımız, hani üstünden zaman geçer denir ama dinmiyor. Artarak devam ediyor. Umarım kimse bir daha böyle bir şey yaşamaz ama bu cezasızlıktır. Ya da ceza, az ceza, yani caydırıcı cezaların olmaması, bu insanların sayısının artmasına, bizim daha çok öfkemize sebep olacak. Dolayısıyla, yani devletin görevi aslında vatandaşını korumakken bunu yapmadı. Kurtarma çalışmalarında bunu yapmadı. Şimdi adalet aşamasında yine görevini yapmıyor. Daha ne söyleyebilirim? Bu konuda bilmiyorum. Bugün bizim başımıza geldi. Yarın başkasının başına gelmesin diye aslında bütün çabamız. Ama sanırım böyle devam edecek. Çünkü yani diğer davalarda da verilen emsal kararlar, yani aynı şekilde sadece bizim duruşmamızda değil, karara bağlanan deprem davalarında da hemen hemen aynı şeyler oluyor” diye konuştu.