Malatya’da 1 Mayıs coşkusu yaşanıyor. Emeksiz Yüzüncü Yıl Kavşağı’ndaki alanda gerçekleştirilen 1 Mayıs kutlamalarına yoğun bir katılım sağlandı.
Siyasi partilerin, sendikaların, derneklerin, odaların ve birçok sivil toplum kuruluşunun destek verdiği 1 Mayıs kutlamalarında halaylar çekildi.
Malatya Emek ve Demokrasi Platformu tarafından düzenlenen 1 Mayıs kutlamalarında Malatya Emek ve Demokrasi Platformu adına konuşan Eğitim-Sen Malatya Şube Başkanı Nevzat Millioğulları, “Bu bayram, biz emekçilerin en büyük bayramıdır. Bugün Türkiye’de emeğin yaşadığı sorunların ve emekçilerin taleplerinin haykırıldığı gündür. Maalesef bu günümüzü çok ağır şartlar içinde kutluyorsunuz. Siz de iyi biliyorsunuz ki, hayat pahalılığı, adaletsizlikler, grev hakkınızın olmaması, sendika haklarınızın gayet dar bir halde bulunması… Bütün bunlar Türkiye emekçi sınıfının yaptığı eşit paylaşım mücadelesini zorlaştırmakta. Lakin mücadele emekçilerin bulunduğu her alanda devam edecek” ifadelerini kullandı.
Millioğulları, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Daha güzel, yaşanası bir gelecek bizlerin ellerinde. Dünyayı döndüren her filize can veren biz emekçileriz. Biz şuna kaniyiz ki emekçiler yalnız kendi sınıf menfaatleri için değil geleceğimiz olan çocukların, ülkemde yaşanan derin cinsiyet ayrımcılığının ortadan kaldırılması, yüksek karlar için yürütülen vahşi madencilik faaliyetlerine karşı doğanın, yaşamın yanında mücadeleye devam edeceğiz. Türkiye halkının büyük kurtuluşu; insan hakları temeline dayalı, tam bağımsız, demokratik kuralların bağımsız kurumlarla işletildiği bir ülke inşa etmektir. Biz işçiler, köylüler, beyaz yakalılar, gençler, emekliler bu ant, bu yol bizim yolumuzdur. Bu yol eştiler devriminin yoludur.”
“6 Şubat depremlerinin üzerinden geçen 27 ayda yüz binlerce yurttaşın konteynerde yaşıyor” diyen Millioğulları, şunları ifade etti:
“Malatya, Hatay, Adıyaman ve Maraş’a yönelik üç kere güncellenen deprem konutu hedefinin ancak yüzde 63’ne ulaşılabildi. Kentlerin kültürel hafızası görmezden gelinip merkezden yürütülen rant paylaşımına dönüşmüştür. On binlerce insanımızın ölümüne sebep olan yapılara izin verenden başlaması gereken yargılama süreci basitleştirilerek sürüncemeye bırakılmıştır. Mahkemelerce tutuklama kararı verilen birçok sorumlu tutuksuz yargılanırken. Anayasal haklarını kullanan gençler, işini yapan gazeteciler, halkın iradesiyle seçilmiş belediye başkanları, işi hak aramak olan sendikacılar yargılanmakta. Bu yaşadıklarımız ancak üçüncü dünya ülkelerinde yaşanacak olaylardır. Millet iradesinden dem vurarak iktidar olanlar bu yaşananlar millet iradesine darbedir. Topluma korku salmadır. Bizler korkuyu değil umudu yeşertip, cesareti ekenleriz. Kayyumlarla başlayıp 19 Mart’ta siyasi darbe denemiştir. Fakat barikatları yıkan öğrencilerin öncülüğünde geniş halk kesimleri bu anti demokratik uygulamalara dur deme direnci göstermiştir. Bir ülkede yönetenler saraylarda yaşıyorsa o ülkede yoksulluk derinleşir demokrasi sadece sandıktan ibaret içi boş bir kelime olarak kalır. Bizlerin işi de ülkenin geleceğine ışık, sesiz çoğunluğa umut olmak. Ülkeyi yönetemeyen AKP iktidarı; yıllardır sandık siyasetini tek adres olarak gösteren muhalefet partilerini sokağa çıkmak zorunda bırakmıştır. İradesine darbe yapılmasına karşı çıkan gençliğin çaktığı kıvılcımla halk yoksulluğa, adaletsizliğe, güvencesizliğe karşı sabrının kalmadığını alanları doldurarak ifade etmiştir. 19 Mart darbe girişimi Türkiye'de siyasi gerilimi tırmandıran ve sokak hareketlerini derinden etkileyen bir dönüm noktası olmuştur. Bir kere daha kardeşlerim, bir kere daha yoldaşlarım, emeğin bayramı kutlu olsun.”
