Kayısı Araştırma Enstitüsü’nü ziyaret eden Tüfenkci, kayısı ağaçlarını yerinde inceleyerek üretim tesislerinde değerlendirmelerde bulundu. Enstitü yetkililerinden kayısı çeşitleri, üretim teknikleri ve ihracat potansiyeline ilişkin detaylı bilgiler alan Tüfenkci, Malatya’nın tarımsal gücünün korunması adına araştırma çalışmalarının önemine dikkat çekti.
Malatya'da 12 Nisan'da meydana gelen zirai dona değinen Tüfenkci, devletin ilgili kurumlarının sahada çalışmalar yürüttüğünü ve çiftçilere destek sağlamak adına gerekli adımların atıldığını ifade etti.
Zirai donun kayısı bahçelerinde oluşturduğu zararla ilgili hızlı bir şekilde aksiyon aldıklarını kaydeden Tüfenkci, “Malatya’mızı vuran zirai don hadisesinden sonra hızlı bir aksiyon alarak özellikle çiftçilerimizin ürünlerinin zararlarını telafi edebilme adına veya ağaçlarını gelecek sene yetiştirmesi ve kurumaması adına adımlar attık. Tarım Bakanımız Malatya’ya geldiğinde, Sayın Valimizin başkanlığında Üniversitelerimiz, Kayısı Araştırma Enstitümüz ve Tarım İl Müdürlüğümüzden oluşan bir komisyon kurularak, ağaçların kurumaması noktasında ve bundan sonra nasıl adım atılması noktasında yol haritasının belirlenmesini istemişti. Bir çalışma ortaya koyularak, çiftçilerimizin bilgilendirilmesi ve bu olayın daha duyarlı hale getirebilmesi adına bütün paydaşlarımız ile duyuruları yaptık. Kayısı Araştırma Enstitümüz bunun araştırmasını kendi paydaşları ile beraber yapıyor. Olayın ardından belirli bir işlem yapılmadan beklenilmesi istenmişti. Onların öngördüğü şekilde de ağaçlarımızda canlanmalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla Malatyalı kayısı üreticilerimizin Tarım İl Müdürlüğümüz ve Kayısı Araştırma Enstitümüzle yakın iş birliği içerisinde hareket etmesi önemli. Malatya kayısısı hem şehrimizin hem de ülkemizin markasıdır. Zirai don gibi afetlerde üreticilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Bilimsel araştırmalarla bu tür risklerin etkilerini azaltmak için enstitümüzün çalışmalarını desteklemeyi de sürdüreceğiz. Önümüzdeki dönem üretimin devam etmesi için ilaç, gübre, sulama, budama gibi faaliyetleri için desteklenmesine karar verilmişti. Bununla ilgili yaptığımız araştırmalarımıza ve Tarım İl Müdürlüğümüzden aldığımız bilgilere göre tespitlerin bittiği ve zararların skalasının oluşturulması noktasında çalışmalara başlandı. İnşallah bunları da bakanlığımızla yakın çalışma içerisinde bir yol haritası çiziyorlar. Kısa zamanda onlarda bittiğinde zararların telafisi noktasında çiftçilerimize ödemelerinin başlayacağına inanıyorum. Bakanlığımız ile de görüşmelerimiz bu yönde sürdürüyoruz” diye konuştu.
Çiftçilerin taleplerini yakından takip ettiklerini vurgulayan Tüfenkci, “Sulama dönemine giriyoruz. Çiftçilerimizin büyük beklentisi de sulamanın deprem zamanında yapıldığı gibi bu dönemde de indirim yapılmasıdır. Bunu da yakından takip ediyoruz. Çiftçilerimizin bu haklı taleplerini bakanlık ve bakanlar kurulu nezdinde takip ediyoruz” İfadelerine yer verdi.
Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürü Abdullah Erdoğan ise “Büyük bir afet yaşadık. Sıcaklık ani düşüşü ile başlayan soğuk hava etkisinin artmasıyla Enstitümüzde -8.7 dereceyi gördük. Bazı bölgelerde -15’e kadar çıktığını biliyoruz. Bu sene 2014’te yaşadığımız dondan farklı olarak ekstrem bir yıl yaşamış olduk. Çünkü, ağaçların neredeyse tamamına yakını uyanmıştı. Yaklaşık 5 ila 10 cm sürgünler vardı. Bazı bölgelerde kayısılar irileşmeye başlamıştı. Daha yükseklere çıktığımızda küçük çağala tomurcuk patlaması dönemindeydi. Bu kayısıda ki don şiddetini arttırmada etkili oldu. 2014 zirai don hadisesinde bu durum yoktu. İlk günden beri çiftçilerimizin bu konuda duyarlı olmaları, acele etmemelerini, budama yapmamaların ve kesine gitmemelerini çiftçilerimize bildirdik. Çünkü kayısıda yedek gözler dediğimiz, uyuyan gözler dediğimiz gözler var. Şu anda ağaçlar tekrar yeşermeye başladı. Bu böylece devam edecek. İnşallah bir sıkıntı olmayacak. Tabi bu yıl meyve göremeyeceğiz bu ağaçlarda ancak gelecek yıl meyve hasadımızı bu ağaçlarda devam ettirebileceğiz. Şu anda yapılacak işlem, özellikle çil hastalığı görülüyorsa çil ile ilgili ilaçlama yapılması gerekiyor. Sulama içinde çok acele edilmeden havaların biraz daha ısınmasıyla birlikte başlanmasını tavsiye ediyorum” diye konuştu.