Yunus Gülmez, konuya ilişkin, “Haber içeriğinde sondaj kamyonunu kullanan bir ustayla yapılan röportajda sondaj ustasının, bir mühendislik hizmeti olan “zemin etüdü işinin” ehli olarak tanıtılması yanlış bir bilgidir. Devamında sorulan “depremden önce zemin etüdü işi yapılıyor muydu?” sorusuna verilen cevap gerçeği yansıtmamaktadır. “Depremden önce zemin etüdü yapılmıyordu” denmesi asılsız bir söylemdir. Bilindiği üzre 1999 depreminden sonra ruhsatlı yapılarda zemin etüdü zorunlu hale getirilmiştir. Basın ve Medya kuruluşları kamuoyuna doğru bilgi vermekle mükellef olup işini doğru yapan meslektaşlarınızı tenzih ederim. Herkesi bir deprem ülkesi olan ülkemizde Jeoloji gibi önemli konularda daha dikkatli davranmaya davet ediyorum” açıklamasını yaptı.
“Depremden önce zemin etüdü yapılmıyordu” açıklamasını sert bir dille eleştiren Gülmez, “Oradaki adam, zemin etüdü yaptığımız zaman yaptığımız sondajın başındaki usta. Zemin etüdü sadece sondajdan alınan numunelerle belirlenmez. Biz orada sismik ve jeofizik ölçüm yapıyoruz. Analiz ve raporlarımız var.Bunun ehli, üstadı, ustası, bilirkişisi yok. Bu işi jeoloji mühendisleri yapar" ifadelerini kullandı.
Zemin etütlerinin 99 depreminden sonra çıkarılan yönetmelikle yapıldığını kaydeden Gülmez, şunları söyledi:
“İlk başta kamu kurumlarında yapılıyor. Sonra bizim mühendis odalarımızın baskısıyla ruhsatlı tüm yapılarda zemin etüt zorunluluğu var. Bu işlerde jeoloji mühendisleri tarafından yapılır. Yapan kişinin de kontrol eden ve onaylayan kişinin de jeoloji mühendisi olması gerekiyor. “Depremden önce zemin etüdü yapılmıyordu” demek çok talihsiz bir açıklamadır. Jeoloji mühendisleri bu işi yapar usta, işçi eleman yapmaz. Anlattığı içerik yanlış, bu iş projeden projeye değişir. O nedenle yapılan açıklama talihsizdir. Konuşan usta zemin etüdünü bilmez. Bizim arazi deneylerimizi bilmez."