Yıldız, Yeşilyurt belediye meclis üyeleri ile birlikte Çat Barajı’nda bir dizi incelemelerde bulunarak, barajın son durumu hakkında bilgi aldı.
Malatya tarımı adına önemli bir yere sahip olan barajda yaşanan su düşüklüğünü yerinde gören Yıldız, “Malatya’da yaşanan büyük kayısı don felaketi sonrası, meyvemizin büyük bölümü zarar gördü. Kayısı üreticisinin yaşadığı bu büyük kaybın ardından bölge halkı için en önemli umut, tahıl üretimiyle yeniden ayağa kalkmaktır. Ancak bu umudun da temel dayanağı olan Çat Barajı'ndan sağlanacak sulama suyu, yıllardır çözülemeyen ciddi bir sorun olarak karşımızda duruyor. Geçtiğimiz günlerde Devlet Su İşleri Müdürü ve Tarım İl Müdürü ile bu konuyu istişare ettik. Ardından bölgeyi yerinde görmek için bugün Çat Barajı'na geldik. Gördüğümüz manzara ne yazık ki kaygı verici. Geçen yıl bu dönemlerde su seviyesi oldukça yüksekken, bugün baraj neredeyse kurak durumda. Bölgede bulunan tesisten daha önce Malatya merkez ve civar köylere su temin edilirken, bu yıl yalnızca bir ya da iki defa su verilebileceği ifade ediliyor. Bu durum, özellikle don felaketinden sonra geçim umudunu tahıla bağlayan çiftçilerimiz için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Aynı şekilde, kuruyan kayısı ağaçlarını kurtarmak için sulamaya ihtiyaç duyan üreticilerimiz de büyük mağduriyet yaşayacak gibi görünüyor” dedi.
Yıldız, zirai don felaketinde büyük zarar gören Malatya’nın birde sulama suyu kriziyle karşı karşıya kalmaması için alınacak önlemlerin önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Çat Barajı’ndan sağlanacak sulama suyuna dair acil bir eylem planı hazırlanması gerekiyor.
Çiftçilerin mağduriyetinin en aza indirilmesi adına geçici ve uzun vadeli önlemlerin şimdiden devreye alınmalıdır. Aynı zamanda barajda bulunan ve UNESCO Dünya Mirası listesine aday gösterilen yüzen adaların korunması için sürdürülebilir bir su yönetimi politikası oluşturulması gerektiğini önemle vurguluyoruz.”
“Bölge çiftçisinin sesi duyulmalı, tarımsal üretim desteklenmelidir” diyen Yıldız, “Çat Barajı’nda gördüğümüz manzara oldukça kaygı verici. Barajda su seviyesi oldukça düşük, neredeyse kurak durumda. Bu nedenle acil önlem alınması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
344,7 milyon metreküp kapasiteli barajda su seviyesinin sadece 13-17 milyon metreküple sınırlı olduğunu vurgulayan Yıldız, “Geçtiğimiz yıl sonbaharda yüzde 8 olan doluluk oranı bugün yüzde 4'e kadar düşmüş durumda. Bu durum, Malatya tarımı için açık bir tehdit, çiftçi içinse geçim umudunun yok olması demektir. Bu sadece su krizi değil, tarımsal yok oluşun habercisi” ifadelerini kullandı.
Yıldız, sadece iklim değişikliği değil, yıllardır süregelen plansızlık ve ihmallerin de bu krizi derinleştirdiğini belirterek şu soruları yöneltti:
“DSİ, yıllardır süren bu kuraklık ve su kayıpları karşısında neden uzun vadeli plan geliştirmemiştir? Çerkezyazısı Sulama Projesi neden hâlâ açık kanal sistemiyle çalışmakta, buharlaşma kayıplarına göz yumulmaktadır? Ana sulama kanalı neden bütüncül bir şekilde yenilenmemektedir? Sondajla günü kurtarmak çözüm müdür, çaresizliğin göstergesi midir? “Suyu olan olmayanla paylaşsın” anlayışı merkezi planlamanın yerini mi almıştır?”
İl Başkanı Yıldız, çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı:
“Suyu tasarruflu kullanma bilinci oluşturulmalı, sulama birliklerine ve çiftçilere yönelik eğitimler artırılmalıdır. Stratejik ürünlere öncelik verilmeli, kayısı gibi çok yıllık ürünler öncelikli olarak desteklenmelidir. Mevcut su kuyuları etkinleştirilmelidir, ancak sondajın geçici bir çözüm olduğu unutulmamalıdır. Barajın ölü hacminde biriken su pompaj sistemiyle sisteme dahil edilmelidir. Açık sulama kanalları tamamen kapalı sisteme dönüştürülmeli, her yıl milyonlarca metreküp su tasarruf edilmelidir. Buharlaşmayı azaltan teknik önlemler (yüzey kaplamaları, rüzgâr perdeleri) hızla devreye alınmalıdır. Vahşi sulama yöntemleri yasaklanmalı, damlama ve yağmurlama gibi modern sistemler teşvik edilmelidir. Tüm bu adımlar çiftçi desteklenerek planlanmalı, üretici yalnız bırakılmamalıdır.”
