Malatya'nın Fırat Havzası'nda yer alan bereketli toprakları, Anadolu'nun en zengin bitki örtülerinden birine sahip. Bu zenginlik içerisinde, sadece bu topraklarda yetişen ve başka hiçbir yerde doğal olarak bulunmayan endemik bitki türleri de yer alıyor. Hüseyin Çıplak, bu bitkilerin coğrafyanın hem doğal hem de kültürel mirası olduğunu dile getirerek, "Onlar binlerce yıldır buradalar. Ancak vahşi madencilik, taş ocakları, tarımsal zehirler ve iklim krizi nedeniyle her yıl daha fazla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklar" uyarısında bulundu.
Endemik bitkilerin genetik çeşitliliğin korunmasında, tarımda kuraklığa ve hastalıklara dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesinde, tıbbi bitki araştırmalarında ve doğal dengenin korunmasında kilit rol oynadığını belirten Çıplak, Malatya'daki türlerin hem Türkiye hem de dünya için paha biçilemez bir doğa hazinesi olduğunu ifade etti.
Bilimsel Kayıtlara Geçen Malatya Endemikleri
Çıplak, Malatya'da şimdiye kadar tespit edilen ve bilimsel literatüre adını yazdıran bazı önemli endemik türleri şöyle sıraladı:
Malatya Çayırotu: Sadece Malatya çevresindeki akarsu kenarlarında yetişir, ilk kez 1998'de tanımlandı.
Arguvan Kekiği: Arguvan'da 1200–1600 metre yükseltilerde yetişir ve güçlü uçucu yağıyla dikkat çeker.
Malatya Peygamber Çiçeği: 1600 metre üzerindeki kayalık alanlarda yaşar ve nesli "kritik tehlike altında" olarak sınıflandırılmıştır.
Hekimhan Sığırkuyruğu: Hekimhan bölgesine özgüdür, kuraklığa dayanıklı ve tıbbi değeri olan bir bitkidir.
Tilkikuyruğu: Akçadağ ve Doğanşehir çevresindeki taşlık alanlarda yetişir, antibakteriyel özelliği nedeniyle halk hekimliğinde kullanılır.
Levent Papatyası: Sadece Levent Vadisi'nde doğal olarak görülür ve tehlike altındaki mikro endemik türlerden biridir.