KESK Malatya şubesine bağlı sendikaların üyeleri, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan son enflasyon rakamlarını protesto etmek amacıyla Malatya Emeksiz Meydanı'nda bir araya geldi.
KESK adına basın açıklamasını okuyan Büro Emekçileri Sendikası (BES) Malatya Temsilcisi Kazım Hazar, TÜİK'in açıkladığı rakamların gerçeği yansıtmadığını ve emekçilerin yaşadığı yoksulluğun ortada olduğunu vurguladı. Hazar, "Sizin rakamlarınız yalan ama bizim yoksulluğumuz gerçek demek için buradayız. Hakkımız olanı istemek için buradayız" dedi.

"TÜİK, Hepimizin Patronu Haline Geldi"
Hazar, asgari ücretin ve emekli aylıklarının TÜİK rakamlarına göre belirlenmesini eleştirerek, "TÜİK bugün hepimizin patronu haline gelmiştir" ifadesini kullandı. Kamu emekçilerine dayatılan "toplu sözleşme" sisteminin de TÜİK rakamlarına göre şekillendiğini belirten Hazar, çarşıda ve pazarda yaşanan gerçek enflasyonun, TÜİK'in açıkladığı rakamlarla örtüşmediğini savundu. Hazar,
"Giderlerimiz hayatın gerçek enflasyonuna göre artıyor. Ama maaşlarımız, ücretlerimiz, aylıklarımız yaşadığımız gerçek enflasyonun en az yarısını bir kara delik gibi yutan TÜİK enflasyonuna göre belirleniyor"
diyerek, bu durumun işçilerin, emekçilerin, emeklilerin ve asgari ücretlilerin daha fazla yoksullaşmasına neden olduğunu belirtti.
TÜİK ve ENAG verileri uyuşmadı!
KESK, TÜİK'in Haziran ayı enflasyon verilerine de tepki gösterdi. TÜİK'e göre Haziran ayı enflasyonunun yüzde 1,37, yıllık enflasyonun yüzde 35,05, altı aylık enflasyonun ise yüzde 16,67 olarak açıklandığını hatırlatan Hazar, bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) tarafından açıklanan rakamları da paylaştı. ENAG'a göre Haziran ayında enflasyonun aylık yüzde 3,05, altı aylık yüzde 25 ve yıllık yüzde 68,68 arttığını belirten Hazar, kamuoyuna şu soruyu yöneltti:
"Sizce hangi rakamlar daha gerçekçi? TÜİK’in açıkladığı rakamlar mı yoksa ENAG’ın açıkladığı rakamlar mı?"
Açıklanan TÜİK verilerine göre SGK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarının sadece yüzde 16,67 artacağını, kamu emekçileri ve emeklileri için ise yüzde 10,06 enflasyon farkı doğduğunu ifade eden Hazar, "Hakem Kurulu dayatması ile biten son 'toplu sözleşmeye' göre yapılacak %5’lik sefalet zammını da eklediğimizde maaşlarımız Temmuz’dan itibaren sadece yüzde 15,57 artacaktır" dedi. Bu oranların gerçek enflasyon karşısında "sefaletin ta kendisi" olduğunu vurgulayan Hazar, hükümetin "İşçiyi, memuru, emekliyi, asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik" söylemini eleştirdi.

Hazar, hükümetin vergi ve harçlara yaptığı yüksek zamları da gündeme getirdi:
"Ocak ayından itibaren vergi ve harçlara Yeniden Değerleme Oranında %44 zam yapıldı.
KDV'de geçtiğimiz yıla göre %81, ÖTV'de ise %51 artış yaşandı.
Bordrolulardan kesilen Gelir Vergisi bir önceki yıla göre %79 arttı."
"20 yılda 18 çeyrek altınımızı elimizden aldınız"
Buna karşılık, ortalama kamu emekçisi maaşı ile en düşük kamu emekçisi maaşı arasındaki makasın kapatıldığını ve tüm maaşların "sefalet maaşında eşitlendiğini" belirtti. Ortalama maaşların yoksulluk sınırının yarısına kadar indiğini dile getiren Hazar, 20 yıl önceki alım gücüyle bugünkü alım gücünü kıyaslayarak, "20 yılda 18 çeyrek altınımızı elimizden aldınız" dedi.
TÜİK rakamlarının bile gizleyemediği kira ve eğitim enflasyonuna da dikkat çeken Hazar, yıllık genel enflasyonun yüzde 35,05 olmasına rağmen eğitim enflasyonunun yüzde 73,33, kira-konut enflasyonunun ise yüzde 65,54 olduğunu belirtti. Ülke genelinde ortalama kira bedelinin 22 bin TL, büyükşehirlerde ise 27 bin TL'yi aştığını ifade etti.
Son olarak doğalgaza yapılan yüzde 25'lik zammı da eleştiren Hazar, bu zammın enflasyon rakamlarını daha da düşürme amaçlı olduğunu savundu. Gıda enflasyonundaki düşüş iddialarının da gerçeği yansıtmadığını dile getiren Hazar,
"Yazın ortasında bile meyve, sebze fiyatları el yakıyor. Bırakalım eti; peynirin, zeytinin, sütün yanına bile yaklaşamıyoruz. Ama talimat verdiğiniz TÜİK’e göre gıda enflasyonunda aylık yüzde 0,27 düşüş yaşanmış, yıllık yüzde 30 olmuştur"
dedi.
"Müjdelerinizi Alın Başınıza Çalın!"
12 aylık ortalama enflasyonun yüzde 43,23 olarak açıklanmasının kiracılar için büyük önem taşıdığını belirten Hazar, bu oranın kira artışlarında etkili olacağını söyledi. Hazar, 45 bin TL maaş alan bir kamu emekçisinin maaş zammının 7.006 TL artarken, kirasının 9.726 TL artacağını, dolayısıyla yeni kirasını karşılamak için maaş zammının üzerine 2.720 TL daha koymak zorunda kalacağını hesapladı.
Hazar, "Bizi enflasyona daha nasıl ezdireceksiniz?" diyerek tepkisini dile getirirken,
"Enflasyon farkı müjdesi manşetleri atanlara da buradan diyoruz ki; Yaşadığımız kayıplar ortadayken bu manşetleri atmaya, kamuoyunu yanıltmaya utanmıyor musunuz? Müjdelerinizi alın başınıza çalın"
ifadeleriyle tepkisini sonlandırdı.
Ortak Mücadele Çağrısı
KESK, basın açıklamasının sonunda tüm kamu emekçilerini ortak mücadeleye çağırdı. Hazar,
"Bu ülkede emeği ile geçim mücadelesi veren hiç kimse emeğinin karşılığını alamıyor"
diyerek, ülkeyi yönetenlerin milyonları yok saydığını belirtti. Açlık sınırının altına inen asgari ücretin ve emekli aylıklarının artırılması taleplerinin yanı sıra, kamu işçilerine sunulan tekliflerin de TÜİK'in sahte rakamlarının bile altında olduğunu dile getirdi.
Hazar, mevcut toplu sözleşme sistemini "garabet" olarak nitelendirerek, tüm yetkinin iktidara ve Hakem Kuruluna verildiğini, yandaş konfederasyonların ise "süs biberi" olarak masada oturduğunu savundu. Bu sistemin faturasını tüm kamu emekçileri ve emeklilerin daha fazla yoksulluk ve güvencesizlik olarak ödediğini belirten Hazar, KESK olarak kamu emekçilerinin ortak hak ve çıkarlarını savunmaya hazır olduklarını ifade etti.
KESK, en düşük kamu emekçisi maaşının yoksulluk sınırı üzerine çıkarıldığı, insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli istihdam, güvenli gelecek, demokratik ve adil bir çalışma yaşamı, halktan yana bir kamu hizmeti ve grev hakkının önündeki engellerin kaldırıldığı gerçek bir toplu pazarlık sistemi için tüm kamu emekçilerini ve bu düzenin çarkları altında ezilen herkesi omuz omuza mücadeleye davet etti. "Hepimizi sefalette eşitlemeyi hedefleyenlere artık yeter demenin vakti çoktan gelmiştir" diyen Hazar, insanca yaşanacak ücret ve güvenceli iş için birlikte mücadele çağrısıyla sözlerini tamamladı.